Bulalakaw (feat. Let Bu) - Youngwise

Ningsilong na ang adlaw Mupuli na ang buwan ug silaw Sa langit nga gusto makab-ot Mga bituon nagpakita, busa ako maghulat Pirmi maghulat Nangandoy nga makita ang imong kaanyag Bisan sa mubo nga higayon Oh, bulalakaw sa kagabhi-on Kalipay ka ning dughan kong masulub-on Oh, bulalakaw, sa imung paglabay Ang mabalak-ong kasing-kasing mahupay Ang kahayag mo, paglaum ko Lamdag sa kangitngit Busa, ako maghulat Pirmi maghulat Nangandoy nga makita ang imong kaanyag Bisan sa mubo nga higayon O bulalakaw sa kagabhi-on Kalipay ka ning dughan kong masulub-on Bulalakaw ko, ang paglabay mo gipangandoy ko Bulalakaw ko, dungga kining pangandoy ko Pirmi maghulat Nangandoy nga makita ang imong kaanyag Bisan sa mubo nga higayon O bulalakaw sa kagabhi-on Kalipay ka ning dughan kong masulub-on Bulalakaw

Yağmurlara küstüm Nisanlara düştüm bu sabah Cennetim altım Yıldızlarım üstüm bu sabah Geri gelirken hasret Beni yerimden azlet bu sabah Yağmurlara küstüm Nisanlara düştüm bu sabah Cennetim altım Yıldızlarım üstüm bu sabah Geri gelirken hasret Beni yerimden azlet bu sabah Bırak şu doğan güneşi Uykumda kırlarım var Burası beton, bıktım Elin sırtlanından, itinden Elim ıslanır yar mürekkebim ver Hırslanırlar yakarım Yaşanmamış umut dolu yıllarım var Yazarım da bi' lafım yer etmez akıllarında Yazarım uyanmamak dileğiyle yarın çünkü Kimseye yazamıycağım hüzünlü sırlarım var Kibirle korunan sınırlarım var, yanarım Kimseyi kırmadığımdan elimde iki, üç dost Yürürüm hayatımı kırk adımda Yanımda olurlarsa ne âlâ be Olmazlarsa da sorun yok Cebimde sırf canım var Zaten bu devirde iyi olanı kullanırlar Eğer sen yardım etmek için Eğilirsen oğlum, insanlar fırsat bilip üstüne tırmanırlar Durduramıyosun akacak kanı Dedi içim: "Göle at anahtarı", yanaşmadım Dedi "Duyduklarına inanma, bakarak tanı" Tanı ki söyleme umut kokan nakaratları Yanacak canın Yanar canım, yanar, küser Çeviririm yüzümü Dünya'ya, ah Yağmurlara küstüm Nisanlara düştüm bu sabah Cennetim altım Yıldızlarım üstüm bu sabah Geri gelirken hasret Beni yerimden azlet bu sabah Yağmurlara küstüm Nisanlara düştüm bu sabah Cennetim altım Yıldızlarım üstüm bu sabah Geri gelirken hasret Beni yerimden azlet bu sabah Bu sabah geçmişimi tıktım bavuluma Bi' unutkanlık ekledim her adımda Yanımda bi'kaç tane dost, biri "Şer" adında (yeah) Gri bi' sabah, kangren yarınlar Üstümde paltom, tren garında Hatıralar sardı her yanımdan Nefret işledim şarkının her barına Ve katıldım defolup da gidenlerin kervanına (kervanına) Şimdi gel yanıma (gel) Sırtımda yabancı biri, "dert" adında Ben dibe batmak istedim, yer yarılmak Ama savaşmak zorundayım Sonunda canımla, kanımla Kim kimin tarafında? İyilik ve kötülüğün arafında 28 yıl geçirdim, burda iyilik maskesi Takan binlerce politikacı yaratık var Kırılmış bi' kolum, kanadım var İnsanlara sadece zararım var sanki, hal hatır yok Paha biçemediğiniz huzur Benim 20 liralık bi' şarabımda Biraz tütün ve kağıdımda Zirve dediğin en fazla iki adımda Tırmandığın bi' bok çukuru aslında Bu yüzden benim zirvem yer altının altı kat altında Yağmurlara küstüm Nisanlara düştüm bu sabah Cennetim altım Yıldızlarım üstüm bu sabah Geri gelirken hasret Beni yerimden azlet bu sabah Yağmurlara küstüm Nisanlara düştüm bu sabah Cennetim altım Yıldızlarım üstüm bu sabah Geri gelirken hasret Beni yerimden azlet bu sabah

Bahara söyle güneş toplasın Sabaha kalmaz yanındayım. Korkularımı anlatıcam ilk önce Dizimin kanadığı ilk günü, Sevmeye yeltendiğim ve sevilmediğimi anladığım ilk günü, Acının korkuları kuşattığı ölesiye savaştığı o ilk günü. Sonra diycem acı korkuları yenmişti. Ruhumun kederden gözleri kararmış körlüğüne birkaç Cenaze bile vermişti. Değişmişti çocukluğumun yazgısı, Sevmeyi bilmeyenlerin meyhanesinde çıraklık yapmıştı sadece Bi' parça ormanda yürür denize çıplak gireriz sonra Sonra içeriz bak Karıştırmadan birkaç duble rakı veya şarap Sen anlatırsın ha Öyle özledimki bana bişeyler anlatmanı Bana kurşunların ağırlığından bahseder Savaşın yaşanmış tüm acıları kustuğunu anlatırsın, Acı yaşandıkça korkusuz sanar ya insan kendini, İşte o illüzyona nasıl küfrettiğini anlatırsın. Sonra bi buckowski pervasızlığı sarar ruhunu, iki afilli cümle parlatırsın "Çamur yer şekeri sevmem nerde lan benim viskim" der Ardından bi şarkı patlatırsın dağ yeşerir. Dağı kar tutmuş, o şehirden dön, bu nasıl sevda Acılar kusmuş o şehirden dön, bu nasıl kavga Dağı kar tutmuş o şehirden dön, bu nasıl sevda Acılar kusmuş o şehirden dön, bu nasıl kavga Sonra seni ne kadar sevdiğime şaşırırsın belki, Belki şımarırsın, Belki şımardıkça azalırsında belli olmaz benim sağım solum. Şımarır mısın? Aşk şımartır mı seni? Kimi şımartmamış ki Şımar zaten beni ipleme her haline şiirim ben Bilmezsin sihirim sen, sinirim el, yokluğuna zifirim ben. Bilmezsin bi yel savurur senin kokunu işte o rüzgara mihirim ben Bilmezsin ya işte o bilmediklerinin içindeki çukurum ben Bi' yokluğu anlamış bu gönlüme mühürüm ben Beni boşver hadi bi şarkı söyle Dağı kar tutmuş, o şehirden dön bu nasıl sevda Acılar kusmuş o şehirden dön bu nasıl kavga Dağı kar tutmuş, o şehirden dön bu nasıl sevda Acılar kusmuş o şehirden dön bu nasıl kavga E u nasıl sevda... Bu nasıl sevda... Bu nasıl sevda... E bu nasıl sevda... Bu nasıl sevda... Bu nasıl sevda... Bu nasıl kavga... Bu nasıl sevda... Dağı kar tutmuş, o şehirden dön bu nasıl sevda Acılar kusmuş o şehirden dön bu nasıl kavga Dağı kar tutmuş, o şehirden dön bu nasıl sevda Acılar kusmuş o şehirden dön bu nasıl kavga